EDEBİYAT Haber Girişi : 22 Ağustos 2018 22:35

Turgut Uyar'sız 33 yıl: İşte yaşamöyküsü ve şiirlerinden örnekler

Turgut Uyar'sız 33 yıl: İşte yaşamöyküsü ve şiirlerinden örnekler
İkinci Yeni'nin öncü şairlerinden Turgut Uyar, vefatının 33. yılında şiirleriyle anıldı. İşte Turgut Uyar'ın kısa yaşamöyküsü ve sevilen şiirlerinden bazı örnekler...

4 Ağustos 1927'de Ankara'da doğan Turgut Uyar, ilkokulu İstanbul'da okudu. Ardından Konya Askeri Okulu, Işıklar Askeri Lisesi ve Askeri Memurlar Okulu'nu bitirip Posof, Terme ve Ankara'da personel subayı olarak görev yaptı.

 

Uyar, annesinin isteğiyle evlenerek, ilk kez baba olma heyecanını 18 yaşında yaşadı. İlk eşinden olan 3 çocuğunu memurluk yaptığı yerlerde büyüttü.

 

1958'de askerlikten ayrılarak Türkiye Selüloz ve Kâğıt Sanayisi'nin Ankara şubesinde çalışmaya başladı.

 

1966 yılında eşinden ayrılıp İstanbul'a yerleştiğinde o dönem Cemal Süreya ile ilişkisi bitme aşamasında olan Tomris Uyar ile şiir üzerine mektuplaşmaya başladılar. Bu mektuplaşmalar 1969'da evlilikle sonuçlandı. Tomris Uyar ile evliliklerinden bir erkek çocukları (Hayri Turgut Uyar) oldu.

 

ESERLERİ

 

ŞİİR

1950: Arz-ı Hal

1952: Türkiyem

1959: Dünyanın En Güzel Arabistanı

1962: Tütünler Islak

1968: Her Pazartesi

1970: Divan

1974: Toplandılar

1982: Kayayı Delen İncir

 

Toplu şiirleri

1981: Toplu Şiirler

1984: Büyük Saat

 

İNCELEME

Bir Şiirden (1984)

 

ÖDÜLLERİ

- 1963 Yeditepe Şiir Armağanı, Tütünler Islak ile

- 1975 Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü, Lucretius'tan Evrenin Yapısı çevirisi ile (Tomris Uyar'la birlikte)

- 1981 Behçet Necatigil Şiir Ödülü, Kayayı Delen İncir ile

- 1984 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü, Büyük Saat ile

 

ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER

 

SENFONİ

 

Önce sesin gelir aklıma

Çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm

Güzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçli

Sonra cumartesi günleri gelir

Sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum

Bir yağmur yağsa da, beraber ıslansak.

 

Kırk kere söyledim bir daha söylerim

Savaşta ve barışta, karada ve denizde,

Düşkünlükte ve esenlikte

Zamanımız apayrı bize göre

Yanyana olduk mu elele

Aç kalsak ağlamayız biliyorum.

 

İçim güvercinleri okşamış gibi rahat

Sen yanımdayken ister istemez

Geniş meydanlarda akşam üstleri

Üstüste üç kere deniz, üç kere çınarlar.

 

Sen yanımdayken ister istemez

Uzak ırmakları hatırlıyorum.

 

Arasıra düşmüyor değil aklıma

Yabancı kadınların sıcaklığı

Ama Allah bilir ya, ne saklıyayım

Yanında ihtiyarlamak istiyorum.

 

 

TUT Kİ BEN

 

tut ki sen bir şiiri çok iyi yazsan

ya da çok iyi bir şiir yazsan

bir saatin aralıksız işleyişi

bir çocuğun bir sokak kedisini sevişi

bilmem ki sanki güzel bir akşam gibi

onun için her akşamı iyi yaşamalıyım

yani kıskanılan onu

demek istediğim hepsi

 

 

BİLİYOR MUSUN?

 

biliyor musun

aşk şiiri yazmaktan bıktım

bir gün şöyle bir baktım

yazdığım bütün şiirler öyle

bir sarsılma, nedir bu

bir otuz aşk şiiri daha

kendimi hiç suçlamadım

 

peki o zaman ben neden

dereceler sokayım koltuğumun altına

ateşim varsa zaten

ey gözleri maden

çünkü aşk bir suçlamadır

sonuna kadar yaşanmamışsa

bir bardak birada yeni bir deniz

ve yağmur

eski bir denizde yeni bir ada

yaşanmamışsa

 

sözgelimi Galata'dan Afrika'ya gidiyordum

korsanları kralları ve bazı ülkeleri

ve bütün madenleri

ve kendi sonumu

iyi görmüyordum sonunda

her türlü madeni

elimde bir sürü kağıtla

hazırladım kendimi

 

 

BAHARI BEKLEYENE

 

ben kışın güzelliğini söylerim ne gelirse dilime

çünkü kış bir hazırlıktır soluğuma kıpkırmızı gülüme

 

nice kırmızı ayaklar gelip geçti o gün katar katar

kış günleri sözgelişi ben bir çöp bile almadım elime

 

altı kız bir ay ışığı def çalıp şarkılar söylediler

beri yanda ormanlar yanardı, ciğerpareler lime

 

artık su uyur aşk uyanır mendilim kana boyanır

bilirim bu baharda da herkes hasetlenir halime

 

ve ellerim batık bir suda akar gözlerim her şeye bakar

bahar bir gelsin yeter artık eksikse de bırak elleme

 

su uyur düşman uyumaz suların dibi güllerde

 

altı kız bir oğlan def çalıp şarkılar söylediler

baktım birinin kara bir gecesi düşüvermiş mendilime

 

şimdi elimde baston silah, başımda şapka öyle

ağzımda kurşun hızında seçtiğim her kelime

 

su. hiç kimse durmazsa her şey yürür, bu aşk demektir

her şey kullanılmazsa dirim bir ihanettir ölüme

 

sakiniz elimiz filan temiz baharı filan bekleriz

fincanı tastan oyarlar içine bade mi koyarlar

 

biz silah kuşanırız bize bir şey söyleme

 

 

BİR İNTİHAR AKŞAMI

 

Kısacık yoğun bir akşam

Herkesin yüzünün bir anıya karıştığı

Yoğun bir akşam

Bana bir memur gibi davrandılar hastanelerde

Ve bir intihar üstüne söylenti

Bütün kıyıları dolaştı durdu

Kısacık bir akşam

 

Kısacık serin bir akşam

Kelebeklerin atlarla yarıştığı

Yoğun bir akşam

Bazı mektuplar damgalandı postanelerde

Oturuldu bir takım şarkılar söylendi

Bir adam bir kadının kapısını vurdu

Kısacık bir akşam

 

Neyi söylesem bir kahramanlıktı

İçinde azıcık buluştuğumuz

Bir bulutla bir kağıt peçete arasında

Kısacık yoğun bir akşam

Şaşırdım hüznümü nerelere bıraksam

Bir yanda kasıklarımın sarsılmaz gücü ve

Kısacık yoğun bir akşam

 

Her şey bir unutkanlıktı

 

 

GÖĞE BAKMA DURAĞI

 

İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım

Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından

Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından

Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar

Şu aranıp duran korkak ellerimi tut

Bu evleri atla bu evleri de bunları da

Göğe bakalım

 

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım

İnecek var deriz otobüs durur ineriz

Bu karanlık böyle iyi aferin tanrıya

Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum

Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun

Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam

Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım

Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda

Beni bırak göğe bakalım

 

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım

Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum

Bu senin eski zaman gizlerin yalnız gibi ağaçlar gibi

Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor

Seni aldım bu sunturlu yere getirdim

Sayısız penceren vardı bir bir kapattım

Bana dönesin diye bir bir kapattım

Şimdi otobüs gelir biner gideriz

Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç

Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin

Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat

Durma kendini hatırlat

Durma göğe bakalım

 

 

ÇOKLUK SENİNDİR

 

Özenle soyduğum şu elma söyle şimdi kimindir

Özenle ne yapıyorsam bilirsin artık senindir

 

Suya giden bir adam mesela omzunu eğri tutsa

Güneş, su ve adamın omzundaki eğrilik senindir

 

Ayağa kalkarsın, adına uygunsun ve haklısın

Kararan dünya bildiğin gibi sık sık senindir

 

Kararan dünya yeni bir güle bir ateş parçasıdır

Bir ateş parçasından arta kalan soylu karanlık senindir

 

Bir deneyli geçmişi aldın geldin yeniyi güzel boyadı

Ben bilirim sen de bil ilk aydınlık senindir

 

Benim sevdiğim su senin suyunun öz kardeşidir

Senin suyunun bıraktığı güçler artık senindir

 

Çünkü bir silah gibi tutarsın tuttuğun her şeyi

Her yeri bir uyarma diye tutan ıslık senindir

 

Senindir ey sonsuzveren ne varsa hayat gibi

Tutma soluğunu, genişle, öz ve kabuk senindir

 

Ey en güzel görüntüsü çiçeklere dökülen bir çavlanın

Aşkım, sonsuzum, bu dünyada ne var ne yok senindir

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.