İkinci Yeni'nin öncü şairlerinden Turgut Uyar, vefatının 33. yılında şiirleriyle anıldı. İşte Turgut Uyar'ın kısa yaşamöyküsü ve sevilen şiirlerinden bazı örnekler...
4 Ağustos 1927'de Ankara'da doğan Turgut Uyar, ilkokulu İstanbul'da okudu. Ardından Konya Askeri Okulu, Işıklar Askeri Lisesi ve Askeri Memurlar Okulu'nu bitirip Posof, Terme ve Ankara'da personel subayı olarak görev yaptı.
Uyar, annesinin isteğiyle evlenerek, ilk kez baba olma heyecanını 18 yaşında yaşadı. İlk eşinden olan 3 çocuğunu memurluk yaptığı yerlerde büyüttü.
1958'de askerlikten ayrılarak Türkiye Selüloz ve Kâğıt Sanayisi'nin Ankara şubesinde çalışmaya başladı.
1966 yılında eşinden ayrılıp İstanbul'a yerleştiğinde o dönem Cemal Süreya ile ilişkisi bitme aşamasında olan Tomris Uyar ile şiir üzerine mektuplaşmaya başladılar. Bu mektuplaşmalar 1969'da evlilikle sonuçlandı. Tomris Uyar ile evliliklerinden bir erkek çocukları (Hayri Turgut Uyar) oldu.
ESERLERİ
ŞİİR
1950: Arz-ı Hal
1952: Türkiyem
1959: Dünyanın En Güzel Arabistanı
1962: Tütünler Islak
1968: Her Pazartesi
1970: Divan
1974: Toplandılar
1982: Kayayı Delen İncir
Toplu şiirleri
1981: Toplu Şiirler
1984: Büyük Saat
İNCELEME
Bir Şiirden (1984)
ÖDÜLLERİ
- 1963 Yeditepe Şiir Armağanı, Tütünler Islak ile
- 1975 Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü, Lucretius'tan Evrenin Yapısı çevirisi ile (Tomris Uyar'la birlikte)
- 1981 Behçet Necatigil Şiir Ödülü, Kayayı Delen İncir ile
- 1984 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü, Büyük Saat ile
ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER
SENFONİ
Önce sesin gelir aklıma
Çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm
Güzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçli
Sonra cumartesi günleri gelir
Sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum
Bir yağmur yağsa da, beraber ıslansak.
Kırk kere söyledim bir daha söylerim
Savaşta ve barışta, karada ve denizde,
Düşkünlükte ve esenlikte
Zamanımız apayrı bize göre
Yanyana olduk mu elele
Aç kalsak ağlamayız biliyorum.
İçim güvercinleri okşamış gibi rahat
Sen yanımdayken ister istemez
Geniş meydanlarda akşam üstleri
Üstüste üç kere deniz, üç kere çınarlar.
Sen yanımdayken ister istemez
Uzak ırmakları hatırlıyorum.
Arasıra düşmüyor değil aklıma
Yabancı kadınların sıcaklığı
Ama Allah bilir ya, ne saklıyayım
Yanında ihtiyarlamak istiyorum.
TUT Kİ BEN
tut ki sen bir şiiri çok iyi yazsan
ya da çok iyi bir şiir yazsan
bir saatin aralıksız işleyişi
bir çocuğun bir sokak kedisini sevişi
bilmem ki sanki güzel bir akşam gibi
onun için her akşamı iyi yaşamalıyım
yani kıskanılan onu
demek istediğim hepsi
BİLİYOR MUSUN?
biliyor musun
aşk şiiri yazmaktan bıktım
bir gün şöyle bir baktım
yazdığım bütün şiirler öyle
bir sarsılma, nedir bu
bir otuz aşk şiiri daha
kendimi hiç suçlamadım
peki o zaman ben neden
dereceler sokayım koltuğumun altına
ateşim varsa zaten
ey gözleri maden
çünkü aşk bir suçlamadır
sonuna kadar yaşanmamışsa
bir bardak birada yeni bir deniz
ve yağmur
eski bir denizde yeni bir ada
yaşanmamışsa
sözgelimi Galata'dan Afrika'ya gidiyordum
korsanları kralları ve bazı ülkeleri
ve bütün madenleri
ve kendi sonumu
iyi görmüyordum sonunda
her türlü madeni
elimde bir sürü kağıtla
hazırladım kendimi
BAHARI BEKLEYENE
ben kışın güzelliğini söylerim ne gelirse dilime
çünkü kış bir hazırlıktır soluğuma kıpkırmızı gülüme
nice kırmızı ayaklar gelip geçti o gün katar katar
kış günleri sözgelişi ben bir çöp bile almadım elime
altı kız bir ay ışığı def çalıp şarkılar söylediler
beri yanda ormanlar yanardı, ciğerpareler lime
artık su uyur aşk uyanır mendilim kana boyanır
bilirim bu baharda da herkes hasetlenir halime
ve ellerim batık bir suda akar gözlerim her şeye bakar
bahar bir gelsin yeter artık eksikse de bırak elleme
su uyur düşman uyumaz suların dibi güllerde
altı kız bir oğlan def çalıp şarkılar söylediler
baktım birinin kara bir gecesi düşüvermiş mendilime
şimdi elimde baston silah, başımda şapka öyle
ağzımda kurşun hızında seçtiğim her kelime
su. hiç kimse durmazsa her şey yürür, bu aşk demektir
her şey kullanılmazsa dirim bir ihanettir ölüme
sakiniz elimiz filan temiz baharı filan bekleriz
fincanı tastan oyarlar içine bade mi koyarlar
biz silah kuşanırız bize bir şey söyleme
BİR İNTİHAR AKŞAMI
Kısacık yoğun bir akşam
Herkesin yüzünün bir anıya karıştığı
Yoğun bir akşam
Bana bir memur gibi davrandılar hastanelerde
Ve bir intihar üstüne söylenti
Bütün kıyıları dolaştı durdu
Kısacık bir akşam
Kısacık serin bir akşam
Kelebeklerin atlarla yarıştığı
Yoğun bir akşam
Bazı mektuplar damgalandı postanelerde
Oturuldu bir takım şarkılar söylendi
Bir adam bir kadının kapısını vurdu
Kısacık bir akşam
Neyi söylesem bir kahramanlıktı
İçinde azıcık buluştuğumuz
Bir bulutla bir kağıt peçete arasında
Kısacık yoğun bir akşam
Şaşırdım hüznümü nerelere bıraksam
Bir yanda kasıklarımın sarsılmaz gücü ve
Kısacık yoğun bir akşam
Her şey bir unutkanlıktı
GÖĞE BAKMA DURAĞI
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi aferin tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gizlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım
ÇOKLUK SENİNDİR
Özenle soyduğum şu elma söyle şimdi kimindir
Özenle ne yapıyorsam bilirsin artık senindir
Suya giden bir adam mesela omzunu eğri tutsa
Güneş, su ve adamın omzundaki eğrilik senindir
Ayağa kalkarsın, adına uygunsun ve haklısın
Kararan dünya bildiğin gibi sık sık senindir
Kararan dünya yeni bir güle bir ateş parçasıdır
Bir ateş parçasından arta kalan soylu karanlık senindir
Bir deneyli geçmişi aldın geldin yeniyi güzel boyadı
Ben bilirim sen de bil ilk aydınlık senindir
Benim sevdiğim su senin suyunun öz kardeşidir
Senin suyunun bıraktığı güçler artık senindir
Çünkü bir silah gibi tutarsın tuttuğun her şeyi
Her yeri bir uyarma diye tutan ıslık senindir
Senindir ey sonsuzveren ne varsa hayat gibi
Tutma soluğunu, genişle, öz ve kabuk senindir
Ey en güzel görüntüsü çiçeklere dökülen bir çavlanın
Aşkım, sonsuzum, bu dünyada ne var ne yok senindir