SERGİ Haber Girişi : 09 Ağustos 2018 18:24

Beden-zihin ilişkileri için 'Şimdi ve Burada'

Beden-zihin ilişkileri için 'Şimdi ve Burada'
Dila Yumurtacı'nın beden-zihin ilişkisini sorguladığı çalışmalarını içeren 'Şimdi ve Burada' adlı ilk kişisel sergisi, 28 Eylül'e kadar İstanbul Ümraniye’deki Galeri 5'te...
Performans sanatçısı Dila Yumurtacı'nın beden-zihin ilişkisini sorguladığı çalışmalarını içeren 'Şimdi ve Burada' adlı ilk kişisel sergisi İstanbul Ümraniye'deki Galeri 5'te 28 Eylül'e kadar ziyarete açık olacak. Yumurtacı’nın 'Esktaz Hali', 'Deep Pink (Derin Pembe)', 'Akış', 'Küçükken Gördüklerim', 'Yumurtacı' adlı eserlerinin yer aldığı sergide, beden ve zaman ilişkisi, kadın ve doğum üzerinden sorgulanıyor.

Dans kökenli bir sanatçı olan Dila Yumurtacı, bedeni hareket ederken gözlemlemeyi bir metot olarak benimsediğini söylüyor. Sergi, sanatçının önceki performanslarına göre tamamen görsel işlerden oluşsa da, Yumurtacı'nın, bedenin kendisine ve içine olan yaklaşımını ortaya koyuyor.
Yumurtacı, bu sergiyle kendi konfor alanının dışına çıktığını belirterek, "Bu ilk kişisel sergim, yine performansla ve bedenle alakalı, ama her şey tamamen görsel" diyor.



"BEDEN DEVREYE GİRDİĞİNDE SINIRLAMA KENDİLİĞİNDEN GELİYOR"

Sanatçının 'içerikleri' yıllar içinde çeşitlenip farklı yerlere gitmiş. Profesyonel sanat yaşamına insan ilişkilerini ele alarak başlayan sanatçı, zamanla bilinç, duyular, doğum, ölüm gibi konular üstüne 'çıkışlar' hissetmiş ve bunları çalışır olmuş.

Performans sanatının Türkiye'de henüz gelişmeye başladığını düşünen Yumurtacı, "Performans zor bir sanat dalı, ince bir çizgisi var. Çok zorlama olmamalı, doğal gelişmeli. Çünkü hayata çok yakın bir şey" diyor.
Her alanın performans sanatına açık olmadığına dikkat çeken sanatçı, "Beden devreye girdiğinde herkes ikinci kere düşünüyor. Çok fazla kültürel kod, tabu olduğu için sınırlama kendiliğinden geliyor" diyerek, bugüne dek sansürle karşılaşmadığını ve otosansüre de gerek duymadığını söylüyor.

Yumurtacı, dünyaca ünlü performans sanatçısı Marina Abramoviç’in çalışmalarını takip ediyormuş. Abramoviç’in, zaman odaklı ve anda olmakla ilgili işlerinden etkilendiğini söylüyor.
Abramoviç için, "Günceli de takip edebilen bir sanatçı. Her zaman yeni olabilmeyi başarabilmiş, eskiyle yeninin dengesini kurabilmiş sanatçılardan" diyor.



"YUMURTAYA YUVA YARATMAYA ÇALIŞIRKEN SOYADIMA DA İRONİYLE YAKLAŞIYORUM"

"'Yumurtacı' serisi de yumurtaya bedenimde yer bulmayı anlatıyor" diyen sanatçı, "Yumurtaya yuva yaratmaya çalışırken, soyadıma da ironiyle yaklaşıyorum. 'Yumurta bende nerede kalır ve nerede durabilir' diye bakıyorum, ortaya bunlar çıkıyor. Aslında tamamen duyu ve zaman odaklı çalışıyorum. Ortaya çıkanlar, planlanmış şeyler değil" şeklinde konuşuyor.

"'DEEP PINK (DERİN PEMBE)' KENDİMLE YAPTIĞIM BİR YÜZLEŞME"

Sanatçı, 'Deep Pink (Derin Pembe)' adını verdiği çalışmasını da şu sözlerle açıklıyor:
"'Deep Pink (Derin Pembe)', bir yerleştirmeden yola çıkarak fotoğraf serisine dönüştü. 'Bir alanı tamamen tek bir renge boyadığımızda onun sinir sisteminde yarattığı etkiler nedir' üzerinden gidiyordum. Pembe, çocukken hiç sevmediğim bir renkti. Bu yüzden benim için önemli bir renk. Sonradan 'Niye ben bu rengi hiç sevmiyordum' diyerek pembeyle uğraştım. Aslında çok kültürel bir kodlamadır; kız çocuk pembe sevmelidir, erkek çocuk mavi. Demek ki o dönemde buna başkaldırı anlamında fark etmeden bir şey geliştirmişim. Kendimle barışmam için pembe rengi benim için önemliydi. Deep Pink, kendimle yaptığım yüzleşme."

(Dilek Şen / Cumhuriyet)
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.