Haber Girişi : 16 Ağustos 2017 02:08

Bu otel, tepeden tırnağa antika

Bu otel, tepeden tırnağa antika
Emekli avukat Meral Demir, İstanbul'un en eski semtlerinden biri olan Çukurcuma'da açtığı otelde tarihi yeniden canlandırdı. 18'inci yüzyıldan kalma bir binayı restore eden Demir'in açtığı otelde neredeyse televizyon hariç her şey antika eserlerden oluşuy

Otelin aslına bağlı kalındığını belirten Demir otelin kuruluş sürecini şöyle anlattı:

"Buraya gelenler hem düzenlediğimiz müzayedelerden çeşitli objeler alıyor, hem de dans aktivitelerimize katılıyor. Müşterilerimiz, buraya mütemadiyen gelen tango hocalarımızla bir dans alanı oluşturup tango müziğiyle dans ediyorlar. Yaz gelince ara verdik ama diğer sezonlarda her hafta sonu caz müziği dinletilerimiz oluyor. Evimiz gibi olan bu yere insanlar geliyor, güzel ve bol çeşitli yemeklerimizden yiyip gönüllerince eğleniyor. Buraya gelen misafirlerimiz bir kere gelip bizi unutmuyorlar. Çünkü burada pozitif bir enerji, dostluk, burayla ilgili heveslerim ve bu mahalleye olan aşkım var."

Otelin eskiyi ve tarihi seven insanların beğenisini kazandığını dile getiren Demir, "Burada üçboyutlu, internete bağlanabilen ve klavyeli televizyonlarımız var. Hepsi aynı tarz fakat farklı dekore edilmiş odalarımız? diyerek eskiyle teknolojiyi harmanladıklarını aktardı.

"BURASI HOŞGÖRÜNÜN VE İNSAN SEVGİSİNİN OLDUĞU BİR YER"

Çukurcuma?nın ve işletmesinin hoşgörüyle yoğrulduğunu belirten Demir, "Burada, bu binalarda, Osmanlı tebaası olan Rumlar, Ermeniler, Levantenler, Müslümanlar hepsi bir arada mutluluk içinde yaşamış. Ben, bu ruh hep yaşasın istiyorum. Çünkü çok dinlilik, çok kültürlülük, beraberinde hoşgörüyü ve insan sevgisini getirir. Beyoğlu, günlük hayatın sürdüğü, Avrupa ile harmanlanmış Türk kültürünün yaşandığı bir yer. İşletmemiz ise yabancı misafirlerin bile bir mahalle sakini gibi günlük yaşama tanık olabileceği, kendine özgü sevgi, emek ve yaşam tecrübesi ile harmanlanmış bir yer" diye konuştu.

"GÖKDELENLER YAPILABİLİR AMA BİR BEYOĞLU BİR DAHA GELMEZ"

Çukurcuma?daki butik otellere ve Beyoğlu?na yeteri kadar değer verilmesi konusunda çağrı yapan Demir, "Bazı misafirlerimiz buraya gelir, tüm gün oturur, sadece bir kahve içer, internete bağlanır ve işini yapar. Ben ille de yemek yesin istemiyorum, varsın bütün gün otursun, yeter ki burası yaşasın, buranın ruhu olsun. Bu eski binaların yerine bir daha yenileri konmaz. Yüksek teknoloji ile donatılmış akıllı binalar, gökdelenler, hatta belki de bir Dubai yapılabilir. Ama bir Beyoğlu bir daha yerine gelmez" ifadelerinde bulundu.

NEDEN FAİK PAŞA?

Otelin isminin neden Faik Paşa olduğu hakkında da bilgi veren Demir, "Faik Paşa, gerçek adı Francesco Dello Suda olan İtalyan asıllı asker bir eczacı. Osmanlı İmparatorluğu'nda baş eczacılığına kadar yükselen, Kızılay?ın ve Türkiye Eczacılar Birliği?nin kurucularından olan Faik Paşa oğlu Giotgio Della Suda ile birlikte Türk eczacılığına büyük katkıları olan Osmanlılar. Aile, Faik Paşa Yokuşu'ndaki bir apartmanda yaşamı ve Beyoğlu'nda eczaneleri varmış. Bu nedenlerle otele Faik Paşa adını vermekten son derece memnunum" diyerek sözlerini noktaladı.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.