EDEBİYAT Haber Girişi : 04 Haziran 2018 20:13

Hemingway: Savaş tutkusundan savaş eleştirisine

Hemingway: Savaş tutkusundan savaş eleştirisine
İlk romanı 'Güneş de Doğar' adlı eserinde savaş yorgunu bir askerin anılarını anlatan Hemingway, 1929 yılında basılan 'Silahlara Veda' adlı eserinde ise yaralı bi? askerin savaşta bir hemşireye duyduğu aşkı dile getiriyordu. Hemingway böylelikle savaşın a

Ernest Hemingway, 21 Temmuz 1899'da Oak Park, İllinois'de doğdu. Hemingway, beş çocuklu ailesinin iki erkek çocuğundan birisiydi. Adını, babası ve de amcasının adlarından almıştı. Çocukluğunda, eski bir müzisyen olan annesinden müzik dersleri aldı.

İlk makalelerini lise yıllarında okul gazetesi olan Trapeze'de yayımladı. Yazılarında daha çok Ring Lardner etkisi gözlemleniyordu.

1917 yılında liseyi bitirdi. Lisenin ardından ailesinin isteğinin tersine üniversiteye gitmek yerine ?ansas City Star adlı gazetede muhabir olarak göreve başladı. Hemingway'in liseden mezun olduğu bu yıllarda Avrupa'da I. Dünya Savaşı başlamıştı.

ABD, o yıllarda savaş konusunda tarafsız kalsa da daha sonra Nisan 1917'de savaşa girmesinin ardından Hemingway de orduya katılmak için başvurdu. Fakat Hemingway sol gözündeki bozukluktan dolayı orduya alınamadı. Ardından 1917 sonlarına doğru Kızılhaç'ın da gönüllü aldığını duyduğunda ilk başvuranlar arasındaydı. Ocak 1918'de Hemingway'in başvurusu kabul edildi ve ambülans şoförü olarak göreve alındı.

Kızılhaç'ta çalışmaya başlar başlamaz gazetedeki işinden ayrıldı. Gazetede kaldığı kısa zaman içerisinde birçok yöntem ve teknik öğrendi. Daha sonraki yıllarda o günleri, "Gazetecilik yıllarında öğrendiğim kurallar en güzelleriydi ve de tüm yazarlık hayatım boyunca onları unutamadım," şeklinde hatırlayacaktı.

Avrupa'da ilk olarak vardığı şehir Paris oldu. Orduda bir süre normal bir görevli olarak çalışmasının ardından ambülans şoförlüğüne geçti. 8 Haziran 1918'de birkaç adım ilerisinde patlayan bir Avusturya topu yüzünden ağır şekilde yaralandı. Yardım etmeye çalıştığı İtalyanlardan bir tanesi ölürken, diğeri bacaklarını kaybetti. Aynı olay esnasında başka yaralı bir İtalyan askerini cepheye taşımaya çalışırken bacaklarından yaralandı.

Yaşananların ardından İtalyan gazetelerinde kahraman olarak ilan edilip İtalyan hükümeti tarafından Gümüş Onur Madalyası ile ödüllendirildi. Hemingway bu olayı bir mektubunda arkadaşına şu şekilde anlatıyordu:

"Bazen savaşta ön saflarda büyük bir gürültü duyarsın, ben de aynı gürültüyü duydum; ardından ruhumun sanki bir mendilin cepten çekilişi gibi benden çekildiğini hissettim. Son olarak ise ruhumun bir bütün halinde tekrar bedenime döndüğünü fark ettim ve de o andan itibaren benim için ölüm yoktu."

Hemingway bu olayların ardından Milan'da bir hastanede tedavisini tamamlarken hemşire Agnes von Kurawsky ile tanıştı. Bu da onun ölümsüz eserlerinden olan Silahlara Veda adlı eserini yazmasını sağladı.

Tekrar ABD'ye dönen yazar, ailesinin iş bulması için yaptığı baskılara rağmen sakatlığından dolayı ordunun verdiği payayla bir yıl kadar işsiz olarak yaşadı. Daha sonra 1921 yılında eşi Hadley Richardson ile tanıştı ve evlendi. Aynı yıl içerisinde Chicago'ya göçtü.

Toronto'da bulunan Daily Star adlı gazetede yazmaya başladı. Gazetede iş bulduktan sonra ilk iş olarak Paris'e taşındı. Paris yıllarında birçok yazarla tanıştı.

Kendisine yavaş yavaş da olsa bir isim yapmaya çalıştı ama 1923 yılında eşinin hamile olduğunu fark edince çocuklarının Kuzey Amerika'da doğması için Amerika'ya döndüler. 1924 yılında ilk çocukları doğdu. Hemingway ailesi 1924'te tekrar Paris'e döndü.

1925-1929 yılına kadar olan dönemde Hemingway kendi yazarlık yıllarının en güzel örneklerini verdi. Bu yıllarda hiç tanınmayan bi? yazarken birdenbire dünyanın en ünlü yazarları arasına girdi.

İlk romanı Güneş de Doğar adlı kitabı bu yıllarda basıldı. Güneş de Doğar adlı eserinde savaş yorgunu bir askerin anılarını anlatan Hemingway, 1929 yılında basılan Silahlara Veda adlı eseri ile çok büyük yol katetti. Silahlara Veda'da yaralı bi? askerin savaşta bir hemşireye duyduğu aşkı dile getiriyordu. Hemingway böylelikle savaşın anlamsızlığına da değinmeyi amaçlıyordu.

1931'de Avrupa anılarından oluşan İspanya yıllarına dair Öğleden Sonra Ölüm'ü yazdı. Afrika'da yaptığı turla ilgili yazılarını ise Afrika'nın Yeşil Tepeleri adlı kitabında topladı.

1940 yılında ise en başarılı eserlerinden olan Çanlar Kimin İçin Çalıyor'u yazdı ve mesleğinde artık zirveye ulaştı.

1942'de Amerikan Deniz Kuvvetleri'ne girdi. 1944'te Fransa çıkartmasına katılarak Paris'in kurtuluşuna tanık oldu.

1950'de çok da başarılı olmayan Irmaktan Öteye ve Ağaçların İçine adlı eserlerini yazdı.

1952'de gerçek başyapıtı olan Yaşlı Adam ve Deniz adlı eserini yazdı. Bu kitapta, insanın yaşama nasıl bağlanması gerektiği ve aslında insan yaşamında her şeyin boş olduğu mesajını veriyordu.

1953'te aynı eseri ile Pulitzer Ödülü'nü aldı. 1954'te ise Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü.

Hemingway, tutkulu bir yaşamın ardından 2 Temmuz 1961'de Ketchum/Idaho'da kendini av tüfeği ile vurarak yaşamına son verdi.

Fidel Castro ile kurduğu dostluk ve Castro'nun kişiliği onu çok etkilemiştir. Fidel Castro Hemingway'in ölümünün ardından, başkent Havana'da adına bir anıt yaptırmıştır.

ESERLERİ

Roman: Silahlara Veda (1929), Beşinci Kol (1938), Çanlar Kimin İçin Çalıyor (1940), Irmağın Ötesi (1950), Afrika'nın Yeşil Tepeleri (1935), İhtiyar Adam ve Deniz (1952)

Öykü: Ya Hep Ya Hiç (1937), Güneş de Doğar (1926), Paris Bir Şenliktir (1964), Öğleden Sonra Ölüm (1932)

Nihal Kara Yurtseven

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.