EDEBİYAT Haber Girişi : 31 Mayıs 2018 13:58

Koltuk Palas / Öykü

Koltuk Palas / Öykü
Kapıyı açtığım anda kedimiz aniden bitiverdi ayaklarımın dibinde. Dizlerimin üzerine çöküp bir müddet sevip okşadım. O anda bütün yorgunluğumu unutturmuştu sanki.

Günün yorgunluğu tüm bedenime işlemişti. İş bitmişti ve mekânı kapatmak üzereydik ama, kapatmadan önce yapılması gereken son toparlama işleri gözüme âdeta dağ gibi görünüyordu.

 

Bir an önce kendimi eve atmak ve yatağıma uzanmaktan başka bir şey istemiyordum. Son bir gayretle koyuldum işe. Bir an önce eve ulaşmak için bedenimde kalan son enerji kırıntılarını da harcadıktan sonra nihayet arabama binebildim. Rahat koltuğu bulan yorgun bedenim âdeta mayıştı kaldı yerinde. Ayaklarımda gaz pedalına basacak kadar bile derman kalmamıştı artık. Ara sıra takıldığım trafik lambalarında beklemek hiç bu kadar rahatlatıcı olmamıştı, yorucu bir yılın ardından kısa bir tatile çıkmak gibi geliyordu âdeta. Bu halde eve nasıl ulaştığımı hatırlamıyorum bile.

 

Kapıyı açtığım anda kedimiz aniden bitiverdi ayaklarımın dibinde. Dizlerimin üzerine çöküp bir müddet sevip okşadım. O anda bütün yorgunluğumu unutturmuştu sanki. "Vefalı kızım benim, herkes uyurken sen babayı mı bekledin?" diyerek bi güzel öpüp kokladım. Ben öptükçe o da başını yüzüme sürerek karşılık veriyordu.

 

Aslında çok menfaatçidir benim kızım, böyle yılışmalarının ardında mutlaka bir çıkar hesabı vardır. Mesela bahçeye çıkmak istediğinde de bana yaklaşır, bir şekilde gönlümü yapar ve o bahçe kapısını açtırır bana. Diğer ev halkından o yüzü bulamadığı için pek fazla sürtünmez onlara. Beni evin en safı olarak gördüğünden midir bilinmez ama, iki nazla bana ait şeyleri kolayca elde edebileceğini iyi öğrenmiş.

 

En çok sevdiği de yatağımı kapmak. Kıyıp da kaldıramadığım için çok zaman koltukta yatmışımdır. Bu geceki yılışmanın da asıl sebebi yatağımı kapmak olduğunu anlamıştım artık. Başka ne olabilirdi ki gecenin o saatinde. Muhtemelen eşim yatak odasının kapısını kapattığı için giremedi odaya, bu sebeple benim gönlümü yapıyordu aklı sıra. Ama bu defa istediğini elde edemeyecekti. O kadar yorgundum ki koltukta yatmayı asla göze alamazdım.

 

Bu halde oturma odasına kadar yürüdük birlikte. Bir süre sonra mutfağa doğru gezinmeye başladı, dikkatinin dağıldığını düşünerek usulca kalktım koltuktan ve âdeta parmaklarımın ucunda yürüyerek merdivenleri tırmandım. Ardımda ses seda yoktu. Kedi aklı bu kadar olur işte, mutlaka bir yerlerde oyuna daldı ve unuttu diye düşündüm o an. Yatak odasının kapısını usulca açtım ve içeri adımımı atmıştım ki, ayaklarımın arasından âdeta fare gibi süzülüp bir hamlede fırladı yatağımın üzerine. İri gözleriyle gözlerimin içine bakarak bi' güzel yerleştirdi vücudunu yatağıma. Öyle masum, öyle sevimli bakıyordu ki yüzüme, vicdanım el vermedi, kaldıramadım yine.

 

Boynumu büküp bir süre izledim bu mutlu halini, sonra geldiğim gibi usulca indim tekrar merdivenlerden. "Bu gece de nasibimde koltuk palas varmış demek ki," diyerek gömüldüm koltuğa...

 

 

 

 

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.