Hayatın sıradanlığı içindeki o sıradışı anları ve duyguları başarıyla yakalayan Nilüfer Açıkalın, 'Hüzün Süpüren'de yine kendine has ritmi, dili ve içtenlikli anlatımıyla okuyucuyu bir kez daha öykülere bağlıyor.
Hüzün Süpüren?de sıradışı ve neşeli, rüzgârla savrulurcasına rahat; naifliklerini, karanlık yanlarını, soğukkanlılıklarını, kırılganlıklarını kimselerden gizlemeyen karakterlerin hikâyeleri var.
Hayatın sıradanlığı içindeki o sıradışı anları ve duyguları başarıyla yakalayan Nilüfer Açıkalın, 'Hüzün Süpüren'de yine kendine has ritmi, dili ve içtenlikli anlatımıyla okuyucuyu bir kez daha öykülere bağlıyor.
Yazar, geçtiğimiz yıl Nilüfer Küçükçavdar adıyla 2017 Fakir Baykurt Öykü Ödülü'ne katılmış, ?İçeri Giren? öyküsüyle birinciliğe değer görülmüştür.
Kitaptan küçük bir bölüm
Kediler dört ayak üstüne düşer derler. Külliyen yalan. O zaman altı katlı bir evin altıncı katında oturuyorduk. Düştü bu şırfıntı ve anında ölüverdi daha yeri öper öpmez; fırt dedi gitti. Ökkeş ne yaptı? ?Üzülme? dedi, o kadar! ?Üzülme!? Bir büyük acı saplandı ki kalbime, yağlı bir hançer gibi. O gece içtik, içtik, içtik. Şarkılar söylemeye başladı, neşeli şarkılar, oynak türküler? Dayanamadım, ?Seninle mutlu değilim? deyiverdim. İyi de ettim.
